içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Yasama Yürütmenin Tahakkümü Altındadır

 Yasama Yürütmenin Tahakkümü Altındadır

Yürütme ve yasama arasındaki ilişki devletin kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanan temel yapısındaki en önemli yeri tutar. İki ayrı kuvvet yönetim sistemine göre (parlamenter, başkanlık, yarı başkanlık) değişikli gösterebilir.

Yasama kanun yapma yetkisine sahiptir. Yürütme mevcut yasaları uygulayan ve kamu yönetimini sağlayan organdır. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Bakanlar Kurulu gibi.

Birinci olarak yetki ayrılığı çok önemlidir. Yasama kanunları yapar, yürütme ise uygular. Yasama yürütmeyi her zaman denetleyebilir. Soru, gensoru, meclis araştırması gibi.

Dünyada eşi benzeri olmayan tek uygulama bizde. Yürütmenin başı olan Cumhurbaşkanı mecliste çoğunluğu bulunan partinin aynı zamanda genel başkanı.

Yani yasamaya kendi partisi üzerinden direkt etki edebiliyor. Zaten ne milletvekilleri ne Bakanlar, Cumhurbaşkanının onayı olmadan herhangi bir kanun maddesini düzenleyemez onaylayamaz reddedemez.

Tam olarak ortak denilmese de 15 Temmuz darbe girişiminden sonra el ele yürüdükleri mecliste sandalyesi de bulunan Milliyetçi Hareket Partisi’ de tam destek veriyor.  

Yani kuvvet tek elde birleşiyor desek yeridir. Bu nedenle mecliste sandalyesi bulunan diğer partilerin pek bir fonksiyonu da kalmıyor.

Yasama üstün olursa yürütmenin eli kolu bağlanır.

Yürütme üstün olursa yasama etkisizleşir “OTORİTELEŞME” riski doğar.

OTORİTELEŞME ARTARSA BİR ÜLKEDE NE OLUR?

Yazacaklarım sizlere çok da yabancı değil.

Demokratik Hak ve Özgürlükler erozyona uğrar

-İfade özgürlüğü kısıtlanır.

-Basın devletin kontrolüne geçer. Oto sansür uygulanır.

-Muhalif görüş ve düşünceler cezalandırma yöntemi ile susturulur.

Yargı bağımsızlığı zayıflar

-Yargı yürütmenin etkisine girer. (Bunu belediyelere yapılan operasyonlar net gösteriyor)

-Hukuk sistemi adalet dağıtmaz hakim gücün etkisine girer.

-Keyfi tutuklamalar adil yargılanma ihlali yaygınlaşır.

Güçler ayrılığı ortadan kalkar

-Yasama ve yargı yürütmenin kontrolüne geçer.

-Denetim mekanizmaları etkisiz hale gelir. (Anayasa-Sayıştay)

Toplumda kutuplaşma artar

-Biz ve onlar ayrılığı derinleşir.

-Muhalifler ya hain ya terörist veya dış güçlerin ajanı ilan edilir.

-Farklı düşünceler ve görüşler düşmanlaştırılır.

Bunların dışında uluslararası alanda itibarınız zedelenir. Dış yatımlar gitgide azalır. STK’lar kapatılır veya kontrol altında tutulur. Toplumsal huzursuzluklar, ekonomik çöküş sistem çürümelerine yol açar.

Demokrasi şeffaflık ve hukuk devleti, bu tür çöküşlerin önünde barikat gibidir.

Görüldüğü gibi bunların birçoğu size tanıdık geldi.

Ama şu notu da düşmeden edemeyeceğim.

Bu millet kolay uyur, geç uyanır. Ama mutlaka uyanır…

 

 

 

Bu yazı 1146 defa okunmuştur.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum